1- İçten gelen renklenmeler: Travma, uygun yapılmayan kanal tedavileri, amalgam dolgular, çocukluk dönemindeki süt dişi iltihaplanmaları, tetrasiklin lekelenmeleri, aşırı flor alımına bağlı renklenmeler.

2- Dış faktörlere bağlı lekelenmeler: Ağız hijyeni iyi olmayan hastalarda görülen renklenmeler, sigara, tütün, puro renklenmeleri, uzun süre “klorheksidin” gargaralarını kullananlarda sarı-kahverengi lekeler, yaşlanmayla beraber görülen lekelenmeler.

Tabi ki zararlı değildir. Hatta bu işlemi temel alan anabilim dalı dahi vardır. Diş taşları bütün dişeti hastalıklarının etken faktörüdür. Nihai itibarı ile ağızdan bilinçli ve ehil ellerce uzaklaştırılması gerekir. Ancak ”nasılsa diş hekimim temizler” mantığı ile ağız hijyen uygulamalarından uzak durmak her işlemden sonra diştaşı birikimine çanak tutar. Önemli olan diş taşlarını temizletmek değil, dişleri temiz tutmaktır. Çünkü diş taşı temizliği kozmetik bir iş değil, bir tedavi biçimidir.

Tabi ki evet. Diş ipi bize en çok yardımcı oral hijyen araçlarındandır. Diş fırçası ile ulaşamayacağımız diş arası bölgeleri, çürüksel veya diş eti ile alakalı tüm hastalıkların genellikle başlangıç yeridir. Bilhassa çapraşık dişlerde durum daha da önem kazanır. Bu yüzden diş fırçalamaya ek olarak günde bir kere diş ipi kullanmakta fayda vardır. Not: Lütfen hangi diş ipinin size uygun olduğunu ve diş ipinin nasıl kullanılacağınızı hekiminize danışınız.

Çay ve kahvenin aşırı tüketilmesi dişlerde sarımsı kahverengi lekelere sebep olur. Bu estetik bir kaıp olarak algılanabilir.Netice olarak bu alanlar özellikle oral hijyeni yetersiz hastalarda diş taşlarının tutunacağı birikim bölgeleri haline gelir ve dişeti hastalıklarının oluşmasına katkı yapar. Mümkünse çay ve kahve tüketimi azaltılmalı, günde 2 defa dişler en az 2 dk süreyle fırçalanmalıdır.

Şekerli gıdalar fazla tüketildiğinde dişler üzerinden yeterince temizlenemez. Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı şekerli yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturur. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına neden olmaktadırlar.

Bunu önlemek için dişler, önce kuru fırçayla daha sonra macun sürülerek temizlenmeli. Diş fırçası kullanımdan önce ıslatılmamalıdır. Burundan derin nefes alıp kısa aralıklarla dişler fırçalanmalıdır. Çocuklar için yapılmış daha küçük başlı fırçaları kullanılmalıdır. Zamanla bulantı refleksi azalacaktır.